Osmanlı İmparatorluğu, fetih coğrafyasında yer almayan ülkelerde bile belirgin izler bıraktı. Bu ülkelerden biri de Hollanda.
Hollanda´nın Belçika sınırında, Oostburg yolu üzerinde, ´Türkiye´ yazılı bir levha karşılıyor yoldan geçenleri. Türkiye´den binlerce kilometre uzakta, böyle bir levha görmek heyecan veriyor insana. Küçük bir Hollanda köyü burası. İçinde hiç Türk yaşamıyor. Ancak adı ´Türkiye´. Köyün girişinde Türk bayrağı dalgalanıyor. Bayrağın yanı başındaki evin duvarında ´Türkiye Elçilik, Numarası 16´ yazıyor.
Evde en göze çarpan detay, Barış Manço posterleri ve kasetleri. Köye ilk gelen Türk, Barış Manço´ymuş. Sturm´un gönüllü elçi olmasına da o sebep olmuş. Manço ile ilgili anısını anlatmadan geçemiyor; "Barış Manço geldi bir gün, çekim gerçekleştirdi. Kim olduğunu bilmiyorduk. Sonradan öğrendim ki Türkiye´de çok meşhurmuş."
Kapısında ´Türkiye Elçiliği´ yazan evde, ziyaretçileri Monique Sturm karşılıyor. Sturm, gönüllü bir Türkiye elçisi. Bir müzeye çevirdiği evi, ziyaretçilere Türkiye kültürünü tanıtmaya yönelik döşenmiş. Gelenleri kapıdaki ´Ne mutlu Türküm diyene´ levhası karşılıyor. Hemen altında ise ´Hoş geldiniz´ yazıyor. Duvarda Osmanlı padişahlarının tablosu var. Tablodaki bütün padişahları tanıyor Sturm. Odanın orta yerinde duran tepside Türk çayı, Türk kahvesi ve ince belli çay bardakları sergileniyor. Sturm, çayı, ince belli Türk bardaklarıyla ikram ediyor.
Barış Manço´dan çok etkilenen Sturm, ünlü şarkıcının biyografisini Hollanda diline çevirmiş. Türkiye´den çok uzakta, ancak kalbi Türkiye için atan bu Hollandalının futboldaki tercihi de şaşırtıcı; Galatasaray´ı tutuyor. Bu sevgisini de Türkçe olarak ´En büyük Galatasaray!´ cümlesiyle dile getiriyor.







