BARIŞ MANÇO'YU DUYGULANDIRAN TÜRK OKULLARI

Seviyeyi düşürmemek ve bölünmelere yol açabilecek siyasi, dini, spor/futbol konularının konuşulmaması kaydıyla, her türlü konunun konuşulabileceği serbest forumumuz.

Moderatörler: barışhayranı, Mod

Kullanıcı avatarı
enculus
Üst Düzey Üye
Üst Düzey Üye
Mesajlar: 101
Kayıt: Pzt Eki 31, 2005 13:53 pm

BARIŞ MANÇO'YU DUYGULANDIRAN TÜRK OKULLARI

Mesajgönderen enculus » Pzt Eki 31, 2005 14:00 pm

BARIŞ MANÇO'YU DUYGULANDIRAN TÜRK OKULLARI

Tayland’da tutuklanıp hapse atıldık. Bize geçmiş olsun demeye dört tane delikanlı geldi. Allah’ın Tayland’ında oranın Artvin’i olan bir şehirden… Bunlar oradaki Fatih Koleji’ndeki dört tane öğretmendi. 4 delikanlı ! “Bizler buradaki Fatih Koleji’nden..” dediği anda benim itikadım sarsıldı. “Bir dakika bir dakika” dedim. “Burası Tayland, Tayland’da sınır bir şehir, n’apıyorsunuz?” dedim. O da : “Ağabey bizim burada Fatih Kolejimiz var, öğrencilerimize burada Türkçe eğitim yapıyoruz…” dedi. Bu bir örnek sadece. Bunu iki binle çarpın. Ben bunları görüyorum. Kuala Lumpur’dan Manila’ya kadar. Kopenhag’da da var, Londra’da da var. Bu harika bir eğitim seferberliğidir ve bunlar birer yansımasıdır...

İşadamı İhsan Kalkavan'ın dilinden Barış Manço'yu Duygulandıran Türk Okulları :

Akşam vakti giderken Barış'ı otelin lobisinde gördüm. Zaten eski dostumdu. Kendisi de bu eğitim kurumlarının bir sevdalısıydı. Onun da bir sürü anıları var bu okullarla ilgili gittiği yerlerde.. Hatta bir gün Hocaefendi'ye dedi ki :"Hocam, çok enteresandır. Bazı yerlere herhalde ayağını ilk basan Türk benim, diye gururlanırken bir de bakıyorum ki Türk bayrağı Türk okulu ! Şaşırıyorum. Yani buralara ilk defa gelen Türk gibi övünürken orada okulları görünce aklımı oynatasım geliyor. Yani buna nasıl muvaffak oldunuz?" dedi. Hocaefendi'ye bir gün böyle bir soru yanımda atfetti kendisi. İşte, dedim ki Barış'a : "Hadi gidelim bu çocuklar seni çok sever, mutlaka bu okullara gidelim. Görsünler seni heyecan duyarlar.." Barış dedi ki :"Ya İhsan, gidelim ama benim başka bir uçağa yetişmem gerek." Ben de: "Ben seni yetiştireceğim. Gel gidelim yolumuz zaten havaalanı yolu üzerinde, çocuklar seni bir görsün yeter." Okul sadece beni bekliyordu. Ama tesadüfen Barış yanımdaydı. Okula gittik hemen. Bir sarılma kucaklaşma oldu. Dedim ki :"Ya ne olur çocukları çağırın da gelsinler Barış'ı görsünler". Çünkü akşamdı ve orada bulunanlar yatılı talebelerdi. Onları çağırdılar. Ve yatılı talebeler bize biraz gösteri yapsın dedik. Onlar da hemen Barış'ın parçalarını okumaya başladılar. Barış'ın bir sürü parçası... Ve Barış yanımda (Allah kendisine rahmet eylesin) hüngür hüngür ağlıyor ve :"Ya İhsan bunları ben böyle okuyamıyorum bu nasıl iş?" Ve Barış'ın oraya geleceğinden hiç kimsenin haberi yok. Hiçbir organizasyon yok. Ben buna şahit olmuş bir insan olarak söylüyorum. Yani Barış'ı getireceğim, götüreceğim diye bir şey yok. Giderken lobide gördüm. Ve zorla kolundan tutup getirdim. Ve öyle bir durum oldu ki Barış'a dedim : "Barış hadi uçağa geç kalıyorsun. Seni yetiştireyim." O da : "Ya giderse gitsin, ben yarın gelirim seninle." dedi. Uçağa sonuncu binen yolcu olarak zorla yetiştirdim. O kadar duygulandı, o kadar keyif aldı...

http://www.tacmahal.org/detay.php?id=1294