Şiirler...

Seviyeyi düşürmemek ve bölünmelere yol açabilecek siyasi, dini, spor/futbol konularının konuşulmaması kaydıyla, her türlü konunun konuşulabileceği serbest forumumuz.

Moderatörler: barışhayranı, Mod

Kullanıcı avatarı
Yakupca
Demirbaş Üye
Demirbaş Üye
Mesajlar: 933
Kayıt: Cum Oca 06, 2006 14:37 pm
Konum: TR Sakarya

Mesajgönderen Yakupca » Cmt May 06, 2006 18:29 pm

Kızılçullu Yolu

Hıdırellez günü, Kızılçullu yolu
Beni herkes severdi çocukluğumda
Arabacı yanına oturtur
Kırbacı bana verirdi

Ben Fitnat hanımın oğlu,
Zayıf bir kızı severdim
Gözlerinin içi gülerdi.

Hıdırellez güneşi,
Beraber tırmanmadık mı ağaçlara?
Siz kanatmadınız mı ellerimi
Elma çiçekleri?

.................................Necati Cumalı
İlle de Barış !!! O'nun kadar bize bizi anlatan olmadı hiç !
Sus ve Dinle!...
Resim

$!!N00
Profesyonel
Profesyonel
Mesajlar: 223
Kayıt: Çrş Haz 01, 2005 20:54 pm

Mesajgönderen $!!N00 » Pzr May 07, 2006 17:09 pm

Kadın adamı çok seviyordu...
Yemyeşil ovalarını verdi adama
Yaşam fışkıran.
Beni seviyor musun?
Evet, dedi adam...
Güneşini, ayını verdi kadın
Yıldızları taktı bir bir adamın omuzlarına...
Beni seviyor musun?
Tabi, dedi adam...
Kadın çağladı
Gürül gürül akan pınarını verdi adama.
Beni seviyor musun?
Elbette, dedi adam...
Kadın bağlandı
Yaşam ipini adama verdi.
Bir oldular tek oldular adamla.
Beni seviyor musun?
Biliyorsun, dedi adam...
Kadın dağlarını verdi adama
Tırmandılar doruklara.
Beni seviyor musun?
Aşağılara baktı adam zirveden.
Başkalarını gördü
Sustu adam...
Ağladı kadın...
Gözyaşını verdi adama
Almadı adam...
Kadın onurunu verdi adama
Şaşırdı adam...
Sordu yine usulca kadın
Beni mi seviyorsun?
Onu da seviyorum seni de, dedi adam...
Sustu kadın...
Verecek bir şeyi kalmadığında...
Senin yüreğine ihtiyacım var, dedi adam
Başkasını sevebilmek için...
Çıkarıp yüreğini verdi kadın.
Korktu adam...
Beni sevmiyor musun, dedi adam.
Sesi yoktu kadının söyleyemezdi.
Gözleri yoktu kadının ağlayamazdı.
Kalbi yoktu kadının sevemezdi.
Onuru yoktu kadının yaşayamazdı.

:(:(:(

KarAVAtaN
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 45
Kayıt: Cmt Mar 18, 2006 14:34 pm
Konum: KarAVAtaN'dan

Mesajgönderen KarAVAtaN » Cmt May 13, 2006 20:39 pm

ÖZMENEM

Öz menem! ...
Öz menem! ...
Onlar kabuk...öz menem! ..
Sen yelde savrulan kül..
Yüreklerde köz menem! ..
Ülkü uğruna şehid
Men Süleyman Özmen' em! ..
Ne Kafkasya, ne Prut
Şu bin yıllık anayurt!
Kurşunlanan bir Bozkurt,
Çıkarılan göz menem! ..
Dinmez gönül sancımız,
Derinleşir acımız...
Alınmazsa öcümüz
Dövülecek diz menem! ...
Ok bir kez çıktı yaydan..
Geçtik düğünden, toydan..
Şimdi hep meydan meydan...
Söylenecek söz menem! ...
Bitsin bu kızıl oyun! ..
Açılsın bahtı ay' ın! ..
Altay' da kurultayın
Toplandığı güz menem! ...
Vur Bozkurt' um! ! . Vur tilkiye...
Vur.. kurtulsun Türkiye...
Sizi büyük ülküye
Götürecek iz, menem! ...
Ülkü uğrunda şehid
Men Süleyman Özmenem!

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
KENDİ İSTEĞİ ÜZERİNE İHRAÇ EDİLEN ÜYE

KarAVAtaN
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 45
Kayıt: Cmt Mar 18, 2006 14:34 pm
Konum: KarAVAtaN'dan

Mesajgönderen KarAVAtaN » Pzr May 14, 2006 21:02 pm

ÖNKUZU

Kuzu yürür... kuzu yürür...
Önde Önkuzu yürür...
Kuzular meledikçe
Gönlüme sızı yürür!...
Önkuzu hey!... Önkuzu!...
Önde gider Önkuzu...
Bu bayrak düşmez yere
Ölmedikçe son kuzu!...

Dursun adı... Dursun adı...
O gitti, dursun adı.
Dillerde türkü olsun,
Yürekte vursun adı!...
Kuzular koç olacak,
Toy, düğün, göç... olacak
Bu yıl ki kuzuların
Adları ' öç ' olacak!!!

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
En son KarAVAtaN tarafından Prş Haz 01, 2006 14:48 pm tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
KENDİ İSTEĞİ ÜZERİNE İHRAÇ EDİLEN ÜYE

Kullanıcı avatarı
Yakupca
Demirbaş Üye
Demirbaş Üye
Mesajlar: 933
Kayıt: Cum Oca 06, 2006 14:37 pm
Konum: TR Sakarya

Mesajgönderen Yakupca » Pzt May 15, 2006 00:20 am

Anneciğim

Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!...
------- :gozyasi: :gozyasi: :gozyasi: -------
Anne, girdin düşüme
Yorganın olsun duam,
Mezarında üşüme...

Anlamam, anlatamam
Düşen düştü peşime,
Artık vadeler tamam...

..........................................N.F.K.
İlle de Barış !!! O'nun kadar bize bizi anlatan olmadı hiç !

Sus ve Dinle!...

Resim

Kullanıcı avatarı
fairground
Forum Duayeni
Forum Duayeni
Mesajlar: 571
Kayıt: Pzr Oca 04, 2004 00:58 am
Konum: istanbul

Mesajgönderen fairground » Pzt May 15, 2006 23:20 pm

necip fazıl....
inanılmaz...
Tanrı Türkiye'yi, yönetenlerinden korusun!

KarAVAtaN
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 45
Kayıt: Cmt Mar 18, 2006 14:34 pm
Konum: KarAVAtaN'dan

Mesajgönderen KarAVAtaN » Cum May 19, 2006 18:28 pm

Zindandan Mehmed'e Mektup

Zindanda iki hece. Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam, boynunda yafta...

Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı?..Belki ..Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...

Git ve gel... Yüz adım...Bin yıllık konak
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!

Bir alem ki, gökler boru içinde.
Akıl almazların zoru içinde
Üstüste sorular soru içinde.

Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı

Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler, bugün "maruzat"!
Çatık kaş...Hükumet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?

Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...
Anlamaz! ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekun içinde yazıl ve çizil!

Insanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.

Somurtuş gibi bıçak, nara gibi tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yönünde şefkat

Beni kimsecikler okşamaz madem
Öp beni alnımdan, sen öp seccadem!

Çaycı getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksız aydan

Karıştır çayını zaman erisin
Kopuk kopuk, duman duman erisin!

Peykeler, duvara mihli peykeler
Duvarda, başlardan yağlı lekeler
Gömülmüş duvara, bas bas gölgeler...

Duvar, katil duvar yolumu biçtin
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin

Sukut...Kıvrım kıvrım uzaklık uzar
Tek nokta seçemez dünyada nazar
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?

Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz?
Güneşe göç varda, kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir.
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...

Garip pencerecik, küçük daracık;
Dünyaya kapalı, Allah'a açık

Dua, dua eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış

Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu

Ana rahmi zahir, şu bizim koğuş
Karanlığında nur, yeniden doğuş....
Sesler duymaktayım; Davran ve boğuş!

Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

N. Fazıl Kısakürek



Süleymanname!
Sen gül diyarının yapma gülüsün!
Aynı yapmacıkla Çoban Sülü’sün!
Yoktur izlediğin bir dava yolu;
Bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün!
Türk’e zıt sermaye merkezlerinden,
Bir zikzaklı yolda hep, güdülüsün!
Milli yekparelik gelmez işine;
Bu yüzden parçalı, bölüntülüsün
Ve devlete mason biraderlerin
Tam da maslahata denk ödülüsün!
Ne sır sendeki bedava oluş!
Problemler içinde en müşkülüsün!
Fikir dağlar boyu kocaman kitap;
Sen de o kitabın bir virgülüsün!
Böyleyken ustasın gözbağcılıkta;
Cüceler sirkinin baş Herkülüsün!
Gözyaşı ve çığlık vatanında sen,
Hüzün bahçesinin şen bülbülüsün!
Büzülmüş susarken mahzun hakikat,
Davuldan ziyade gümbürtülüsün!
Teokratik rejim olmaz deyip de,
Peşinden müslüman görüntülüsün!
Kolera, vergiler, zamlar, enflasyon;
Bir felaketsin ki, binbir türlüsün!
Gelirsiz giderli bütçelerinle,
Her yıl, milyar milyar köpürtülüsün!
Okka okka vicdan satın alırsın;
Topuzu altından oy baskülüsün!
Bir gökdelen sanır seni gören göz;
Bilmez ki, temelden çöküntülüsün!
Büyük Kongre, dikiş tutturduğun yer;
Meclise gelince söküntülüsün!
Bağlısın hak bilmez yeminlilere;
Hakkı bilenlerden çözüntülüsün!
Üçbuçuk mebusa kaldı diye fark,
Kimbilir, ne kadar üzüntülüsün!
Millet gökten adam dilensin, dursun!
Ümit fakirinin keşkülüsün!
Kuzum, senin neren Anadolludur?
Türk’ e Amerikan püskürtülüsün!
Farkın şu ki, eski Başbakanlardan,
Sen o belaların son püskülüsün!
( 1971 )
N. Fazıl Kısakürek
KENDİ İSTEĞİ ÜZERİNE İHRAÇ EDİLEN ÜYE

Kullanıcı avatarı
All Soul's Night
Rekortmen Üye
Rekortmen Üye
Mesajlar: 1773
Kayıt: Pzt Haz 06, 2005 10:42 am

Mesajgönderen All Soul's Night » Cmt Haz 06, 2009 14:51 pm

Aşiret çocuğuyam adım Küheylan

Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam

Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam vurmuşam

Onursuz yaşanmaz demişem

Rezil rüsva etmemişem kendimi böceklere

Yavri yavri

Bu yüzden dik bakaram adamın yüzüne

Bu yüzden böyle hoyrat kalmışam

Asi bir Küheylanam

Anam rüzgar, babam gurbet

Bin yıldır bu koğuştayam

Diz çöktürmez beni hasret

Seni sevmişem

Bir kekliğin sesini üzmekten sakınır gibi

Seni sevmişem

Gururlu dağ çiçeklerini göğsüme takınır gibi

Ben sazımı kılçadırların boynuna asıp da öyle gelmişem buraya

Yavri yavri

Ölürsem iradi ölürem

Harlanmış bir kılıca alnımla dokunur gibi

Asi bir Küheylanam

Gözlerini benden ayırma

Kırılıp düşerem sonra kimse bakmaz yarama

Bana ne getirmişen Cico

Karda çürümüş sümbül soğanları mı

Yoksa tozkaldıran tayları mı

Dargeçitlerde mi kanatmışan

O göçebe sevdamızın yamacına

Şimdi kimler konmada söyle

Yavri yavri

Söyle kınalı kuzun nerde

Onu hangi soysuzun sürüsüne katmışan

Asi bir Küheylanam

Mahmut vurma döşüme

Delerem bu duvarları delerem

Jandarma kavuşmaz peşime

Benki dipsiz uçurum boylarında

Paramparça olmuş ölmemişem

Ben ki huysuz nehir yataklarında

Yaralarımı çamurla sıvamışam

Nasıl sığaram düşündün mü

Şu altı adımlık tosbağa voltasına şimdi

Yavri yavri

Dağları çıldırtan öykümü

Ben bu demirlere dişlerimle yazmışam

Asi bir Küheylanam

El süremezler yeleme

Bırak yırtılayım bırak, gem vurma benim dilime

Hüznün duvarlarında

Sıvası dökülmüş bir yer vardır bilir misen Yavri

Bilir misen çiçekler çentik çentiksolar

Bu gevur ölüsü akşamlarda

Bırak gözyaşlarımın açtığı çukurlar öylece betonda kalsın

Donansın peşime bi metelik etmez bu sırtlan adımları.Donansın

Yavri yavri

Şapkam namusumdur

Koma buralarda koma

Tespihim dağılmasın

Asi bir Küheylanam

Kesmez beni bu acılar

Beni vursa da bu puştlar

Ancak sırtımdan vururlar!