Ayda Hayat Olsa

Seviyeyi düşürmemek ve bölünmelere yol açabilecek siyasi, dini, spor/futbol konularının konuşulmaması kaydıyla, her türlü konunun konuşulabileceği serbest forumumuz.

Moderatörler: barışhayranı, Mod

Kullanıcı avatarı
Cengizhan
Üst Düzey Üye
Üst Düzey Üye
Mesajlar: 123
Kayıt: Sal Oca 31, 2006 18:23 pm
Konum: İstanbul
İletişim:

Ayda Hayat Olsa

Mesajgönderen Cengizhan » Cmt Mar 15, 2008 19:08 pm

Sunay Akin'in "Onlar Hep Oradaydi" isimli kitabindan günümüzün kosullarina uyan bir alinti:



1957 yilinda Amerika'nin güneyine arastirma
yapmak üzere üs kuran Nasa 'yi birgün küçük bir
kizilderili çoçuk farkeder ve kosa kosa epeyce
uzakta bulunan kamplarina gidip
Büyükbabasina haber verir.

-Büyükbaba, beyaz adamlar gelmis,
asagidaki vadide gördüm...
Çok kalabaliklar ve birseyler yapiyorlar.

Yasli kizilderili homurdanmaya baslar,
belli ki epeyce sinirlenmistir.

-Onlarla konustun mu?


-Hayir, beni görmediler. Ben büyük
tepenin üzerinden onlari izledim.

-O zaman yarin yanlarina git ve orada ne
aradiklarini sor.

Küçük kizilderili ertesi sabah yola koyulur.
Üsse varir ve beyaz adamlardan birinin
yanina gidip;

-Burada ne yapiyorsunuz? diye sorar

Beyaz adamlardan birkaçi küçük kizilderilinin
basini oksarlarlar, ona gülümserler ve;

-Hani geceleri gökyüzünde parlayan birsey var ya,
biz buradan onu seyrediyoruz.

-Ay'i mi?! peki ama neden?

Adamlar küçük çocugun sorusunu yine
gülümseyerek yanitlarlar.

-ileride... çok yillar sonra buradan oraya
insanlari götürebilmek ve orada yeni bir hayat
kurabilmek için... Anladin mi?

Küçük kizilderili saskinligini gizlemeye çalisarak
"Anladim" der ve kosa kosa uzaklasir.

Öyle hizli kosmustur ki, kampa geldiginde
konusamaz haldedir. Hemen büyükbabasinin
yanina gider ve kendisine söylenenleri
bir bir anlatir. Yasli kizilderili torununun
anlattiklarini dinledikten sonra iyice sinirlenir,
bagirip çagirmaya baslar.
Ertesi sabah yine torununu yanina çagirir ,
hayvan derisi üzerine kizgin bir çubukla ve
kendi lisaninca yazdigi
not u torununa uzatarak der ki;

-Bunu al, beyaz adamlara götür ve onlara de ki;
" Bunu büyükbabam gönderdi... Oraya, yani ay a
gittiginizde bunu oradakilere verecekmissiniz"

Küçük kizilderili kendisine söyleneni
aynen yapar. Üs deki beyaz adamlardan birine
notu verir, Büyükbabasinin söylediklerini de
iletir ve yine kosaradim uzaklasir.

Üs çalisanlari, belli bölümleri yakilmis deri
parçasina bakip, bakip saatlerce gülerler.
Ancak aradan bir kaç gün geçtikten sonra, yasli
kizilderilinin o notla, sözde ayda yasayanlara nasil
bir mesaj iletmek istedigini merak etmeye baslarlar.
Bu merak günden güne öylesine büyür ki,
bir tercüman çagirmaya karar verirler.

Tercüman geldiginde herkes bir araya toplanir ve
merakla beklemeye baslarlar. Bu arada gülüsmeler
hala ara ara devam etmektedir.
Tercüman deri parçasini eline alir , okur ve
aglamaya baslar. Herkez saskindir, gülüsmeler yerini
iyiden iyiye meraka birakmistir.
Tercüman yasli
gözlerini kalabaliga çevirir ve der ki;

-Not aynen söyle;
"Bu adamlara dikkat edin,
elinizden topraklarinizi almaya geliyorlar!" :?: