jonturk_emre'den Şiirler Köşesi

Seviyeyi düşürmemek ve bölünmelere yol açabilecek siyasi, dini, spor/futbol konularının konuşulmaması kaydıyla, her türlü konunun konuşulabileceği serbest forumumuz.

Moderatörler: barışhayranı, Mod

Kullanıcı avatarı
barışhayranı
Moderator
Moderator
Mesajlar: 686
Kayıt: Pzt Eyl 05, 2005 14:23 pm
Konum: Kadıköy

jonturk_emre'den Şiirler Köşesi

Mesajgönderen barışhayranı » Sal Eyl 04, 2007 23:35 pm

Sevgili Barışseverler, bu başlık Emre Başkaya (jonturk_emre) adlı üyemizin "BARIŞ MANÇO MIX ŞİİR YARIŞMASI"nı kazanmasından dolayı açılmıştır. Kendisi bu başlık altında şiirlerini bizlerle paylaşacaktır.

Emre Başkaya'yı yarışmadaki birinciliğinden dolayı tekrar kutluyoruz.
[center]Sadece BARIŞ Olsun...[/center]
LÜTFEN SİZDE BİR MAİL YOLLAYIN!
BU İŞİ BAŞARABİLİRİZ:
viewtopic.php?t=1246

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Sal Eyl 04, 2007 23:43 pm

Öncelikle herkese teşekkür ediyorum.İlk olarakta bana birinciliği getiren ve kendi adıma başlık açtıran şiiri yazayım.Şans getiri ve ilham kaynağım olur :)

ONU ÖZLÜYORUM

YOKLUĞUNDA BİR ÇOK ŞEY EKSİK
ARIYORUM SENİ BELKİ BULURUM DİYE
BİR AN OLSUN GÖRÜNSEN BİZE
KİM DER Kİ BARIŞ YAŞAMIN BİR BEBEĞİ?
UZAKLARA BAKIYORUM BELKİ KAF DAĞININ ARDINDASINDIR DİYE
GÖREMİYORUM
BAK ŞARKILARIN DA YETİM KALDI...
ARDINDAN "ALLAHIM GÜÇ VER BANA" DEMEK İSTİYORUM BAĞIRARAK SENSİZLİĞE "HAYIR" DİYE FERYAT EDESİM GELİYOR AMA SEN YOKSUN...
İNSAN KENDİNİ BULMAMALI HEP ARAMALI DERLER
BEN KENDİMİ SENDE ARIYORUM
SENİ DİNLEYEREK KENDİMİ TERBİYE EDİYORUM
"MÜSADENİZLE ÇOCUKLAR" DERKEN MÜSADE EDERMİYDİK SANA
HER ÖLÜM ACIDIR
AMA SEN BİZİM İÇİN FARKLIYDIN
SANA KAVUŞAMAYACIĞIMI BİLSEMDE
SENİ HASRETLE ÖZLÜYORUM...

EMRE BAŞKAYA
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Çrş Eyl 05, 2007 15:42 pm

CEM KARACA'NIN BİR ŞİİRİ

Asarsınız kesersiniz
Çarmıha gerersiniz beni
Giyotinle baltayla
İp ile halledersiniz beni
Hançerle sırtımdan delersiniz beni
Bir kaç sene sonra elbet ararsınız bizi
Bizi size anlatmak zor alimallah
Yar alimallah
Vallahide billahide zor alimallah
Hakkın yolu birdir şaşan utansın
Olmadık bi yerde duran taa şansın...
Sonra el açıpta hilkate doğru
Ben kimim ben neyim diye sorarsın.
Cevabın bulamazsın
Şaşakalırsın
Ararsan cevabı kendinde ara
Yaradandır gelişin zira
Boşa tepinip tepişip durma
Alemin sırrı sendedir zira...

CEM KARACA
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
nrd
Profesyonel
Profesyonel
Mesajlar: 642
Kayıt: Cum May 05, 2006 15:06 pm
Konum: BİR BAHAR AKŞAMIndan

Mesajgönderen nrd » Çrş Eyl 05, 2007 15:45 pm

ilk defa okuduğum bir şiir payalştığın için çokkkk teşekkürler ellerine sağlık... :alkis: :alkis: :alkis:
Resim

Kullanıcı avatarı
rapin_kizi__
Rekortmen Üye
Rekortmen Üye
Mesajlar: 2100
Kayıt: Pzr Oca 07, 2007 23:44 pm
Konum: kendi ütopyasından..
İletişim:

Mesajgönderen rapin_kizi__ » Çrş Eyl 05, 2007 16:44 pm

nrd yazdı:ilk defa okuduğum bir şiir payalştığın için çokkkk teşekkürler ellerine sağlık... :alkis: :alkis: :alkis:
KöR OlmUŞ bEyİnLErDE aĞ yapMıŞ ÖrüMCEğİM

Kullanıcı avatarı
gurbetcimanço
Demirbaş Üye
Demirbaş Üye
Mesajlar: 1020
Kayıt: Sal May 16, 2006 00:20 am
Konum: Dudullu :)

Mesajgönderen gurbetcimanço » Çrş Eyl 05, 2007 22:53 pm

rapin_kizi__ yazdı:
nrd yazdı:ilk defa okuduğum bir şiir payalştığın için çokkkk teşekkürler ellerine sağlık... :alkis: :alkis: :alkis:
:alkis: :alkis: :alkis: :alkis: :alkis: :alkis: 8)
Uzuuuun bi süre yokum.....
(2009 ÖSS ye kadar)

Kullanıcı avatarı
gurbetcimanço
Demirbaş Üye
Demirbaş Üye
Mesajlar: 1020
Kayıt: Sal May 16, 2006 00:20 am
Konum: Dudullu :)

Mesajgönderen gurbetcimanço » Çrş Eyl 05, 2007 22:54 pm

:alkis: :alkis: :alkis: :alkis: :alkis: :alkis: :alkis: :alkis:
bu da emre dostuma
Uzuuuun bi süre yokum.....

(2009 ÖSS ye kadar)

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Prş Eyl 06, 2007 13:51 pm

ÖZLENMEYE DEĞER

Bir Barış var özlenmeye değer
Yokluğuna dayanmak zor gelıyor
Hasretıne hıç alışık olmadı bu gözler...
Yine gittin diye mi acaba içimde bir sıkıntı var?
Bir şarkıların vardı dinlenmeye değer
Sen sustun bizde konuşamaz olduk
Sen yoksun ya güzel olan hiç birşey yok...
Öyle bi hayat yaşıyoruz ki
Cenneti hayal ettiğimizde sen geliosun akla
Bizler seni bu kadar sevdiğimiz sürece
Bilki hiç bir zaman unutulmayacaksın

Emre Başkaya
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
hatice zuhal pala
Profesyonel
Profesyonel
Mesajlar: 415
Kayıt: Pzr Haz 10, 2007 14:41 pm

Mesajgönderen hatice zuhal pala » Prş Eyl 06, 2007 14:16 pm

çok güzel olmuş yüreğine sağlık :alkis: :alkis: :alkis: :alkis: :alkis:

Kullanıcı avatarı
cetin445
Profesyonel
Profesyonel
Mesajlar: 348
Kayıt: Çrş Kas 03, 2004 19:59 pm
Konum: ankara

Mesajgönderen cetin445 » Prş Eyl 06, 2007 22:06 pm

güzel olmuş kardeş teşekkürler...
ÇeTiN!!!

Kullanıcı avatarı
nrd
Profesyonel
Profesyonel
Mesajlar: 642
Kayıt: Cum May 05, 2006 15:06 pm
Konum: BİR BAHAR AKŞAMIndan

Mesajgönderen nrd » Cum Eyl 07, 2007 11:59 am

süper süper süperrrrrrrrrrrrrrrrrrr ellerine ve o BARIŞ dolu yüreğine sağlık... :alkis: :alkis: :alkis:
Resim

Kullanıcı avatarı
EDDA_esra
Demirbaş Üye
Demirbaş Üye
Mesajlar: 927
Kayıt: Pzr Ara 03, 2006 13:39 pm
Konum: MANÇO DİYARINDAN

Mesajgönderen EDDA_esra » Pzr Eyl 09, 2007 17:26 pm

nrd yazdı:süper süper süperrrrrrrrrrrrrrrrrrr ellerine ve o BARIŞ dolu yüreğine sağlık... :alkis: :alkis: :alkis:

:alkis: :alkis:
BİZ NASIL UNUTURUZ SENİ " CAN BEDENDEN ÇIKMAYINCA"

Kullanıcı avatarı
satellite
Profesyonel
Profesyonel
Mesajlar: 354
Kayıt: Sal Oca 04, 2005 14:42 pm
Konum: fark yaparmı???

Mesajgönderen satellite » Pzr Eyl 09, 2007 17:49 pm

10puan 10puan 10puan :alkis: yüreğine sağlık emre....
Gamzedeyim deva bulmam...

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Pzr Eyl 09, 2007 20:48 pm

ARAZ

"yalnızım çünkü sen varsın"

"gel" desen gelirdim
gittiğin uzakta bendim
dağ gibi bir ihanetten düştüm
bu kendime son gelişim

ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
kendimi suçüstü yakalıyorum
ve kentsizliğimin isimsizliğini
araz´a uyak düşüyorum
gözlerime senden düşler sürüyorum
ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor
bana en büyük tehdit yine ben oluyorum
sonra bir durağa yaslanıyorum
sonra bir kente
ve sen gidiyorsun
ben kanıyorum
diyorlar ki "kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun"
oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun

yorgun haliç´e biraz inat
biraz ihanet bırakıyorum
ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
aklıma düşüyorsun
düşüyorum
düşünce
üşüyorum
azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum
ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum
yalanlarımla bir hiçlikteyim
beni içinden kaç

bu kentte her yağmur kendini ağlar
aklıma düşsen yalnızlık oluyorum
ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
nerde kimi üşüyorsun
artık kendini yakan bir ateşim
kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz
şimdi boş duraklara yaslanıyorum
boş kentlere
oysa "gel" desen gelecektim

gün düşlerime dönüşlerimde
bakışın içiyor beni gözlerimden
gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara
uzaklığına uzanıyorum
sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden
ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan
yıkılıyorum şarkılara
"kimseler biliyor"
yalnızlık dostumdu
şimdi korkum oluyor
oysa "gel" desen gelecektim

artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor
güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik
göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan
kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
uysal yalnızlıklar satın alıyorum
gülüşümle ödeyerek
ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
kirli sözlerimi temize çekme
oysa "gel" desen gelecektim

gözlerim ihanete ihbar taşıyor
kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
sözü namluna sürmelisin şimdi
en yaralı yanımdan vurmalısın beni
çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır

avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam
susuşuna kan döküyor gözlerim
sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
oysa bilmelisin araz´ım
kimsenin içi görünmez
ve hiç bulamadıklarını
asla yitiremezsin
bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
söylenecek bütün sözler

her sabah akşam oluyorsun
alnından ellerine damlıyorsun
yüzündeki yağmurla iniyorsun kente
içine dert oluyorsun kentin
dışına yağmur
yüreğinde dağılıyor kristal şehirler
duvarların kan öksürüyor
ve sen
başkalarının gözlerini
yüzümde aramamayı öğreniyorsun
beni bir durağa yaslıyorsun
beni bir kente
gidiyorsun
oysa "gel" desen gelecektim

susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın
en susmakta neydi öyle
sen en dinlerken
biliyorum araz´ım
insan kendini bulmamalı, hep aramalı
gittiğin yerden başlıyorum öyleyse
gece cinnetlerimi de alıp yanıma

denize bakmayı bilmeyenler
bir gün mutlaka boğulur
işte bundandır gözlerinden kaçışlarım

siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı

ben şimdi gurbetim
içimde taşıyorum
heba olsa da senlerce yılım
oysa "gel" desen gelecektim

ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
şairler ölüdür derler
inanmıyorum

en karanlık ceketimi giyiyordum
ışığa kördüm çünkü
şimdi ise güneşe ilerliyorum
dirilmek için

kimliği paslanıyor eski bir anarşistin
gecenin kör gözünden utanıyorum
hadi bana en militan kelimelerle saldır
batır içime cümlelerini
beyhude bir dehşet bırak
hak ediyorum

gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime
can kaybından ölüyorum
cenazemde namaz kılacağım
zan altındayım
yalanıma inanıyorum

yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan
kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin
kinim kendime
susuşum sana
küsüşüm tüm dünyaya

üstü kalsın ihanetimin
"gel" desen gelecektim

yine bir tren geçiyor içimden
sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı
saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor
görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum
hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede
sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan
süsle beni ey aşk
geçtiğin yerleri öpüyorum

yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum
dişlerindeki nikotin tadı terkimde
sirenler ve ateş hatları içip
sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden
ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla
yasadışıyım
tutukla beni gözlerimden

kalemim bitti yitirdi şiirini şuur
öldü kanımdaki mürekkep balığı
solumdaki sise intihar etti intiharlar
bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
yaşamak için geç bir zaman
ölmek için ise erken

çok davullu bir senfoni sürçüyor
dikiş tutmaz ayrılığımda
kirpiğinden yapılma bir darağacına
geceyi asıyorum
yoksun
bu yağmurlar ıslatmıyor beni
bir durağa yaslanıyorum sensiz
gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum
"gel" desen gelecektim oysa

kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor
şimdi herkes biraz sen biraz acı
göğsümde bir vagon
gizli sözler batıyor
fırtınalar çıkıyor üstüme

şakağımda
intihar acemisi bir şairin
delilik provaları
arkandan uluyan kapılardan
söküyorum kokunu
yokluğunu kokluyorum
yokluğunu yokluyorum

çöz gözlerimi senden hadi
ücranda yak bakışımı
gözlerine bekçi sevdam
dünden ve senden kalmayım

içine her düşen
kendi keşfi sanıyor seni
oysa sen
melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
ve kendini acıtmak istiyorsun
ama güller kendine batamaz
bilmiyor musun
"gel" mi diyorsun

herkes kendi gördüğüne bakar
peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz
kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
hadi en kanadığımız yerden susalım
"gel" desen gelirdim
"git" dedin ve gittin

aşka...
rüzgara...
ayrılığa...
zamana...

eyvallah..

KAHRAMAN TAZEOĞLU
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Pzr Eyl 09, 2007 20:48 pm

Bursa
Hapisane

Bir tanem!
Son mektubunda :
"Başım sızlıyor
yüreğim sersem!"
diyorsun.
"Seni asarlarsa
seni kaybedersem;"
diyorsun;
"yaşıyamam!"
Yaşarsın karıcığım,
kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda;
yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı
en fazla bir yıl sürer
yirminci asırlılarda
ölüm acısı.
Ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
Bu ölüme bir türlü
razı olmuyor gönlüm.
Fakat
emin ol ki sevgili;
zavallı bir çingenenin
kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
Nâzıma!

Ben,
alacakaranlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarı kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...
Karım benim!
İyi yürekli,
altın renkli,
gözleri baldan tatlı arım benim;
ne diye yazdım sana
istendiğini idamımın,
daha dâva ilk adımında
ve bir şalgam gibi koparmıyorlar
kellesini adamın.
Haydi bunlara boş ver.
Bunlar uzak bir ihtimal.
Paran varsa eğer
bana fanile bir don al,
tuttu bacağımın siyatik ağrısı.
Ve unutma ki
daima iyi şeyler düşünmeli
bir mahpusun karısı.

Nazım Hikmet
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Pzr Eyl 09, 2007 20:49 pm

YAREN

IÇIMI SENSIZ BIR KORKU SARDI

HALBUKI

DAHA GEÇEN GÜN ELIME GEÇTI

"YAREN" DIYE BASLAYAN MEKTUBUN.

YÜZÜNE HASRET BIR GÜN DAHA

ANSIZIN KARARDI

YAREN

IÇIMI SENSIZ BIR KORKU SARDI

DEMEK GÖRÜSMEK MAHSERE KALDI.

SITEM VAR SATIRLARINDA

VE KELIME ARALARINA GIZLENMIS MATEM.

PERI KIZI OLMAYISINDAN BELKI HALA YÜZÜNÜ GIZLEMEN.

KAF DAGININ ARDINDA DEGILSEN EGER

ÇIKAGEL,

KORKMA!

GÖRDÜGÜMÜ KIMSEYE SÖYLEMEM.

YAREN

SENI GÖRMEDEN ÖLÜRSEM EGER

BU YÜZDENDIR

SENI MAHSERDE GÖRMEZLIKTEN GELMEM.



UGUR ARSLAN
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Pzr Eyl 09, 2007 20:50 pm

Bundan tam sekiz yıl önce
bir Barış Manço yaşardı
Gezerdi diyâr diyâr
ülke üllke her bir yanı
Sınırları bir bir yüreğiyle
şarkılarıyla hep aşardı
Bundan tam sekiz yıl önce
bir Barış Manço yaşardı
O hem yurtta Barış'dı
hem de cihanda Barış'dı
O başkalarıyla değil
hep kendisiyle yarıştı
Ölünceye dek o,
hiç durmadan çalıştı
Her bir şarkı sözü
ozanca bir haykırıştı
Günü geldi ve birgün
kara toprağa karıştı.
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Pzr Eyl 09, 2007 20:51 pm

Adı Mehmet

Adı Mehmet...
Kara kıtanın kara gözlü, zayıf yüzlü çocuğu.
Göz kapaklarında güneş ve çapakları çöl sarısı.
Çaresizliğin girdabında.
Kelebek renkli yüzünün yorgun yarısı.

Adı Mehmet...
Bir halkın hikayesi yani.
Yeni günün solduğu beldeye, asırlar öncesinin bir yolculuk efsanesi.
Bir halkın ismi yani.
Kaderden ötesi olmayan.

Adı Mehmet...
Kimseden medet ummayan.
Aç karınlı, hasta yüzlü ama tok gözlü.
Öylece duran ve sabreden.
Uzaktan gelen yolcuları ağırladığı günkü gibi.
Necaşi gibi, Habeşi gibi.
Doğru, dürüst, iyi, insan yani...

Adı Mehmet...
Bir umudun ismi.
Çöle yağmur yağdığı günün.
Karnının doyduğu günün.
Öldüğü günün.
Ve üstünde çiçekler açabilen bir mezara gömüldüğü günün ismi yani.

Adı Mehmet...
Kimse tanımaz, kimse bilmez.
Kara gözleri gülmez.
Dünyanın gözü kör olmuş sanki.
Kimse onları görmez.

Adı Mehmet...
Kim duyar ki; Dudağında bir feryat! !
Savaşmak dudurken yani,
Mehmet'i kim dinler ki?
Açlığı kim dinler ki?
Adı mehmet...
Hastalığın gözlerindeki buğusu.
Açlığın kokusu.
Ve ölümün korkusu.
Bir kum fırtınası uğultusu.
Ağlayan bir bebek sesi.
Ve zayıf dizlerin yağmursuz çöllerdeki izi.
Söyle dünya insanların kaç kişi?
Kaçı sağır, kaçı kör, kaçı arsız, kaçı erkek, kaçı dişi?
Açlıktan ölmek kaldımı be şimdi?
Söyle dünya insanlık kimin işi? .....
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Pzr Eyl 09, 2007 20:52 pm

NASIHAT

Oğul!
İnsanlar vardır;
Şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler
Avun oğlum avun..
Güçlüsün!
Kuvvetlisin!
Akıllısın!
Kelamsın!
ama
Bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin..
Öfken ve nefsin bir olur aklını yener
Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın...
Dünya senin gözlerinin gördüğü kadar büyük değildir.
Bütün fethedilmemiş gizemler.
Bilinmeyenler,
Görülmeyenler,
ANCAK! senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır!
Anam atanı say,
Bereket büyüklerle beraberdir..
Bu dünyada inancını kaybedersen
Yeşilken çorak olur çöllere dönersin...
Açık sözlü ol,
Her sözü üstüne alma,
Gördüğünü söyleme,
Bildin, bilme
Sevildiğin yere sık gidip gelme,
Kalkar muhabbetin,
İtibarın kalmaz..
Üç kişiye acı;
Cahiller arasındaki alime,
Zengin iken fakir düşene,
Hatırlı iken itibarını kaybedene!

Unutma ki!
Yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar ehemniyette değildir!!!
Haklı olduğunda mücadeleden korkma,
Bilesin ki;
"Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli" derler...
Bundan sonra öfke bize, uysallık sana
Gücenirlik bize, gönül almak sana
Suçlamak bize, katlanmak sana
Acizlik bize, yanılgı bize, hoşgörmek sana
Geçimsizlik, çatışmalar,uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana
Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlamak sana
EY oğul ölmek bize, bütünlemek sana
Üşengeçlik bize, uyarmak gayretlendirmek,şekillendirmek sana
EY oğul sabretmesini bil !
Vaktinden önce çiçek açmaz,
Şunuda unutma insanı yaşatki, devlet yaşasın !!!


seyh edebali
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Pzr Eyl 09, 2007 20:54 pm

KIRMIZI ARABA

Süleyman kara bıyıklı bir işçidir
Ve bu kara bıyıklı Süleyman'ın hikayesidir
İş bulduğu günlerde evine dik dönmekte
Ve götürdüğü ekmeği yemektedir
Karısı Neriman ve oğlu Cevahir'le birlikte

Ne kadar zalim esse de rüzgar
Ne kadar belini bükse de ekmek parası
Aslan gibi bir adamdır işçi Süleyman

Onun Cevahir’i vardır
Cevahir altı yaşındadır
Çünkü gözleri çakmak çakmaktır
Çünkü Süleyman’a bir başka bakmaktadır

Bir pazar sabahı
Tutar babası Süleyman; Cevahir'in elinden
Ve yanında kader yoldaşı karısı Neriman
Çıkarlar gezmeye İstanbul’u inadına
Bir yol düşünür Süleyman
Ulan bu bahtı kapalı kentte
Yürümek de parayla değildir elbette
Üstelik Neriman’a hanidir istediği o naylon terlikle
Canından özgü Cevahirine
Bir gazozla bir simidi alabilecek kadar
Para da vardır cepte

Yürürler İstanbul şehrinin kalbine
Önce Nerimanın naylon terliği alınır bir seyyardan
Sonra da beğenirler simidin en hasosunu umutları Cevahir’e

Anlatır işçi baba Süleyman
İş ararken adım adım arşınladığı sokakları
Bak Cevahir işte şu Yeni Cami
Hem cami hem güvercinlerinin bakması nasılsa bedavadır

Bak Cevahir şu dumanı tütenler vapur
Şu çığlık çığlığa ağıt yakanlar martılardır
Hem vapurun dumanı hem vapurun düdüğü de bedavadır
Bak Cevahir şu uzakta görünen de köprüdür
Geçmesi değilse de onun da bakması bedavadır

O pazar günü
Kara bıyıklı işçi Süleyman
Karısı can yoldaşı Neriman
Ve gözleri çakmak çakmak olan oğulları Cevahir
Gezerler İstanbul şehrini böyle bedavadan

Ve birden mumun alevi söner
İstanbul’un yalanı biter
Nasıl olur bilinmez takılır Cevahir’in gözü
Bir oyuncakçı vitrininde
Pırıl pırıl yanan kırmızı oyuncak arabaya
Döner karabıyıklı dağ gibi babası Süleyman’a
Bana şu kırmızı arabayı alsana baba
Alsana be Süleyman
Canına can parçana
Bir oyuncak araba almayacaksan eğer
Yuh olsun sana
Nasıl olsa babası onu çok sevmektedir
İşin belası küçük Cevahir bunu bal gibi bilmektedir

Bir vitrindeki kırmızı arabaya bakar Süleyman
Bir karısı Neriman’a
Sonra takılır gözleri Cevahirin gözlerindeki umuda inadına
Ulan alt tarafı bir oyuncak araba
Dünya yansa yorganın yok içinde Süleyman
Alem çökse üstüne hayıfın çok Süleyman
Bakarsın cepteki son gazoz parasına
Cevahir’in o kocaman umuduna
Yakışır şu kırmızı araba

Bırakır karısı Neriman’la Cevahir’i dışarda
Girer iflah etmez bir umutla dükkana
Sorar dağ gibi Süleyman
Usta şu vitrindeki nazlı gelin
Şu zalımın ışıltısı
Şu bahtımın kara yıldızı
Şu İstanbul ağrısı
Şu Cevahir’in çakmak çakmak gözleri
Şu kırmızı araba kaç para
Bir Süleyman’a bakar adam bir arabaya
Çok para der hemşerim yani çok para
Süleyman cebinde bir gazoz parası
Yıkılmış bir dağ artığı
Bir tufan sonrası perişanlığı
Döner kapıya çıkmak için dışarı
Oğlu Cevahir
Kırmızı arabayla getirecek
Babasını beklemektedir
Nasıl olsa babası ordan
O kırmızı arabayla çıkacaktır
Nasıl olsa
Kara bıyıklı dağ gibi
İşçi Süleyman babasıdır
Yani Cevahir’in gözünde o
Dünyanın en güçlü
Dünyanın en zengin
Dünyanın en büyük adamıdır
Süleyman

Ama Süleyman
Eli boş çıkar dükkandan
Sorar Cevahir hani baba
Hani kırmızı araba
Sorar hesabı bulutlar dağa
Nasıl desin Süleyman
Nasıl desin adam yüreği
Ben onu sana alamadım
Benim ona param yetmedi diye
Başlar ağlamaya Cevahir
Başlar bulutlar ağlamaya
Yanar yerin yedi arzı
Ve güvercinlerin kalbi başlar kanamaya
Ulan istanbul yanar içine Süleyman’ın
Sorar Cevahir
Hani baba hani kırmızı araba
Martıları gösterir Süleyman
Bak ne güzel uçuyor
Cevahir martılar havada
Boş ver kırmızı arabayı
Baksana martılara
Bakmaz martılara Cevahir
Bakar yangın gibi arabaya
Ama bak der Süleyman
Ne güzel uçuyor martılar havada
Cevahir bir çocuktur küçük yüreğinde yer çoktur
Takılır gözü martılara
Gözünden sel olup akan kan rengi yaşlarını siler
Evet der ne güzel uçuyor martılar havada
Ve unutur gider Cevahir kırmızı arabayı

Unutur gider dalar gözleri martılara
Cevahir unutur unutmasına ya
Kara bıyıklı dağ gibi işçi baba Süleyman
Ömrü boyunca unutmaz o kırmızı arabayı
Her gece döşeğine yattığında
Uyumak için gözlerini kapadığında
Demir lokma gibi
Bir kırmızı araba takılıt durur kursağına
Bütün ömrü boyunca

İşte bu
Kara bıyıklı Süleyman’ın hikayesidir
Ve herkesin bir yerine
Birgün bir Süleyman acısı değmiştir

ibrahim sadri
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Pzr Eyl 09, 2007 20:54 pm

KIRLANGIÇ HİKAYESİ

Bir kirlangiç hikayesi bu
Kirlangiçlerin hikayesi.
Hani su alti ayda bir
Havalar sogudugunda,
Sicak ülkelere göçmek zorunda kalanlarin hikayesi.

Hani sevmiste kabul görmemis,
Sevildigini farkedememis,
Yada sevdigini bir türlü söylüyememislerin hikayesi.

Hikaye bu ya;
Bir gün kirlangiç
Gider
ve bir adamin
penceresine konar.
Gagasiyla tiklatir pencereyi
ve adam pencereyi açar sorar
- Ne var ? diye
Biliyorum der kirlangiç,
Sana garip gelecek ama, müsaade edersen eger
Seninle kalabilirmiyim ?
Niyeki der adam
uzun süredir izliyorum seni,
Evine kimse girip çikmiyor.
Anlasilan ne esin, ne dostun, ne arkadasin var.
Beni içeri al
ister bir kafese koy
istersen avucuna allip sev
Ne olur bundan sonra seninle kalayim' der. kirlangiç.

Adam sasirir,
Düsünür,
tasinir.
Ve reddeder kirlangici
Olmaz der.
Kapatir pencereyi.

Ertesi gün tekrar gelir kirlangiç
ve konar pencereye
adam açar
Yine ne var der gibi bir ifade yüzünde
Kirlangiç "Beni içeri al diye tekrarlar yine
-Neden sen ? der adam
Çünkü seni seven ben . der kirlangiç...

Üçüncü gün son kez gelir kirlangiç
ve adama bak der.
Bu sana son gelisim
ve son kez seslenisim
Havalar sogudu
Artik göçüyoruz
Sicak ülkelere gidiyoruz
Alti ay buralarda yokuz.
Ne olur beni içeri al ister kafese koy kapat
istesen avucuna al sev
yeterki sana yakin olayim.

Olmaz der ada
ben bir insanim
sen bir kus
Elalem ne der bu ise...

Hadisenin nihayetinde
adam örter yine pencereyi

ve krilangiç da uçar gider
Diger kirlangiçlarla birlikte
sicak ülkelere..

Adam yine yanliz kalmistir.
Yine yalniz kaldim der kendi kendine
Kirlangicin içeri girmesine
ve evinde kalmasina
izin vermemistir ama
Aslinda bir hayli içerlemistir
Tamam belki bir kus
Belki bir hayvan
ama ik defa ona biri
Seni seviyorum demistir.

O güne kadar birinden
Bu iki kelimeyi duyacagi günü beklemistir
Duydugunda ise yüz çevirmistir.

Adam pisman olur
Ve kirlangici beklemeye karar verir
Artik bir kus da olsa
Onu seven biri vardir
Alti ay sonra geri gelecektir.
ve sevdigi insanin evine girecektir.
Aradan bir ay geçer
iki ay geçer
üç dört ay geçer
Altinci ay
Adam artik evinin penceresi sonuan kadar açik
beklemektedir.
Nihayet altinci ayin sonunda
Ufukta kirlangiçlar görülür
hepsi öbek öbek geri dönmektedir.
Sanki adam için
uzaktan yaklasan bu manzara
bri dügün bayram gibidir.

Kirlangiçlar gelir
Kirlangiçlar geçer pencerenin önünden
Ama biizim kirlangici adam bir türlü göremez
Nihayet son kirlangiçta geçmektedir pencerenin önünden

Bir dakika bakarmisin der adam son kirlangica
Buyurn beyefendi der der kirlangiç
adam sorar bir kirlangiç vardi
Buraya gelir
pencereme konardi beni sevdigini söylerdi
Gördünüz mü benm kirlangicimi ?
Kirlangiç
Beyefendi ne zaman oldu bu olay?
Adam ee daha çok yeni alti ay kadar oluyor
Siz buradan göçüp gitmeden önce yani
Ohoo,siz kirlangiçlarla ilgili gerçegi
bilmiyorsunuz herhalde? der kirlangiç
Hayir der adam nedir o gerçek ?
Kirlangiç:
Sudur: kirlangiçlarin ömrü zaten alti aydir

ugur arslan
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Pzr Eyl 09, 2007 20:55 pm

KUCUGUM

Aynı sokakta oturuyorduk, adı esrarengiz
Herkes onun hakkında farklı şeyler söylerdi
Hepsi nedensiz, hepsi sebepsiz
Kirli sakalları vardı, kahverengi gözlüğü, kumraldı
Ben nefret ederdim ama mahallenin bütün kızları ona hayrandı
Bir gün onunla yolda karşılaştık, çok güzel bir yüzü vardı
O an kalbimi söküp atasım geldi, çünkü deli gönlüm o an onun aşkıyla alevlendi
Artık uyumak yerine sürekli onun evini izliyordum
Onunla karşılaşabilmek için akşam saatlerce kapılarda duruyordum
Bir akşam onu yolda gördüm, bi dakika bakarmısın dedim
Acelem var küçüğüm dedi. Sanki bana aramızdaki yaş farkını hatırlattı
Eve gidip ağladım.
Ertesi gün eve girdiğini gördüm
Hemen gittim ve kapıyı çaldım
Açtı, ne var küçüğüm dedi
Adımı bile söyleyemedim, sadece seni seviyorum dedim
Gülümsedi cevap bile vermedi, evet dedim
Ne evet dedi, konuşmadım ve koşarak dışarı çıktım
Daha sonrada bir ay boyunca evden çıkmadım
Bir gün arkadaşlarla evde otururken, mahalleye sirenler içinde bir ambulans geldi
O günü hiç unutmam, ambulanstan alel acele inenler hızla onun evine girdi
Bütün mahalle aşağı indik ve seyre daldık
Bir kaç dakika sonra onu sedyeyle dışarı çıkardılar
Önümden geçerken ben de seni küçüğüm dedi ve gözleini yumdu.
Donup kaldım çünkü herkes bana bakıyordu
Eve doğru koşmaya başladım, göz yaşlarım durmadan akıyordu
Eve vardım, annemler ondan bahsediyordu.
Ailesi yokmus, kendi gayretiyle bu yaşa gelmis, okumuş
Sevdiği bir kız varmış, ailesi vermeyince kız kaçmış
Ama kaçtığı gün ölmüş
Bir süre sonra yine sevmiş, ama ne yazık o da ölmüş
Kimi sevdiyse ölüm ayırmış, sanki onun sevgisi azrailin ölüm fermanıymış
Bazan hiç nedensiz, durup dururken ağlıyormuş
Uyurken baş ucunda bir kağıt, bir kalem, birde fotoğraf duruyormuş
Bir an önce ölebilmek için sanki dua ediyormuş
İntihar edip hastaneyi aramış
Polisler evinin duvarında küçüğüm yazısını bulmuşlar
Küçüğüm sende ölme, küçüğüm sende ölme yazıyormuş

UGUR ARSLAN
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
jonturk_emre
İHRAÇ EDİLMİŞTİR
Mesajlar: 1467
Kayıt: Cum Mar 23, 2007 22:50 pm
Konum: İstanbul

Mesajgönderen jonturk_emre » Pzr Eyl 09, 2007 20:56 pm

AL SENDE DURSUN

Çok zor gelecek bana bu ayrılık
Bilemem yaşayabilir miyim sensiz bir fiil
Bitmiştir aramızdaki aşk ve koymuştur noktayı aramızdaki
Aşka bu şiir

Bu şiiri sana yazdım ayrılırken al sende dursun
Bir şarkımız olmadı söylediğimiz, bari bir şiirimiz olsun
Bir hayalim vardı senle aşka dair
Başlangıcı hemen hemen aynı ama sonu bu değil

Bir hayalim vardı aşka dair eni konu bir delikanlı sevdası
Ne masaldı ne bir sihir

Bu şiiri sana yazdım ayrılırken al sende dursun
Bir şarkımız olmadı söylediğimiz, bari bir şiirimiz
Olsun
Senden ayrılırken çıkardım saati kolumdan
Zaman ister yürüsün ister dursun
Nerede veya kiminle olursan ol bil ki beni üzmüyorsun

Babam öldükten sonra astım sazımı duvara artık mızrabım
Tellere vurmuyor
Anamda öldükten sonra hiçbir acı artık eskisi kadar
Koymuyor
Hatırlar mısın senin kokunu anamın kokusuna değişmiştim
Meğer ben babamı daha çok sevmişim, o yüzden onu kimseyle
Değişmemişim
Akşamları arkadaşım cemo ile dertleşiyoruz
Çocuk benim kahrımdan sigarayı günde 2 pakete çıkardı
Bense bir tek dal bile içemiyorum. bazen gerçekten sarhoş
Olmak istiyorum olamıyorum
Çünkü bilirsin içkiyi ağzıma süremiyorum

Ara sıra takılıyor cemo yahu delikanlı adamın
En azından bir kötü alışkanlığı olur
Sende hiç biri yok diyor
Benim bir kötü alışkanlığım var cemo diyorum nedir diye
Soruyor söyleyemiyorum
Evet benim bir kötü alışkanlığım var nedir biliyor musun
Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum
Alışkanlığımsın seni çok seviyorum seni seviyorum
Vazgeçemiyorum seni çok seviyorum

UGUR ARSLAN
Emre başkaya

Kullanıcı avatarı
nrd
Profesyonel
Profesyonel
Mesajlar: 642
Kayıt: Cum May 05, 2006 15:06 pm
Konum: BİR BAHAR AKŞAMIndan

Mesajgönderen nrd » Pzr Eyl 09, 2007 23:25 pm

:alkis: :alkis: :alkis:
Resim

Kullanıcı avatarı
hatice zuhal pala
Profesyonel
Profesyonel
Mesajlar: 415
Kayıt: Pzr Haz 10, 2007 14:41 pm

Mesajgönderen hatice zuhal pala » Pzt Eyl 10, 2007 01:50 am

hepsi çok güzel ama ..nasihat bir başka tabi.. :alkis: :alkis: